Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin başkenti Düsseldorf’ta düzenlenen “8. Türk-Alman Ekonomi Günü”nde, Türkiye ekonomisine ve Türkiye-Almanya ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
İş insanlarının yatırım yapmak için gittikleri pazarın büyüklüğünün önemli olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin milli gelirine ve nüfusuna bakıldığında büyük bir pazara sahip olduğunu söyledi.
Bakan Şimşek, küresel ticaretteki kırılmaya ve bölünmeye işaret ederek, şöyle konuştu: “Türkiye bu dönemde yakın ülkelerden tedarik (nearshoring) ve dost coğrafyalardan tedarikte (friendshoring) avantajlı. Avrupa Birliği (AB) ile 1963’ten beri bir diyaloğumuz var, bir ortaklığımız var. O nedenle biz Avrupa ile dostuz. Bazı siyasi görüş farklılıklarımız olabilir. Ama biz yine de Gümrük Birliği üzerinden, Avrupa Birliği’ni dost görüyoruz. Dolayısıyla hem yakınız hem dostuz. Asya ile Kuzey Afrika ile Orta Doğu ile de hem yakınız hem dostuz. Dolayısıyla dünyadaki bu jeostratejik rekabetten kaynaklı ticaret parçalanmasının bizi çok olumsuz etkilememesi bekleniyor.”
Türkiye’de çalışma çağındaki nüfusun gelecek 10 yılda hızla artacağına işaret eden Şimşek, ülkede demografik anlamda 15 yıllık bir fırsat penceresi olduğunu vurguladı.
Şimşek, son 20 yılda Türkiye’de 280 milyar dolara yakın altyapı yatırımı yapıldığını anlatarak, “Dünya Bankasının lojistik endeksine göre 91 gelişmekte olan ülkeden daha iyi bir altyapıya sahibiz. O nedenle biz avantajlıyız.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin yeşil ürünlerde potansiyelinin çok büyük olduğunu dile getiren Şimşek, ülke için yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün en öncelikli konular arasında bulunduğunu bildirdi.
‘Uzun bir yolculuk ama başaracağız çünkü iyi programımız var’
Enerjinin dönüşümün Türkiye için önemini vurgulayan Şimşek, ülkenin kurulu gücünün yüzde 55’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştuğunu ve bunu gelecek yıllarda 100 milyar dolarlık yatırımla yüzde 60’ın üzerine çıkaracaklarını kaydetti.
Bakan Şimşek, Türkiye’nin önemli makro ekonomik problemleri çözmesi durumunda potansiyelinin daha da güçleneceğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bizim en büyük önceliğimiz tabii ki fiyat istikrarı. Yani enflasyonun tek haneye düşürülmesi. Mali disiplin ve yapısal dönüşüm diğer öncelikler. Yapısal dönüşümden kastettiğimiz, az önce de söyledim, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayide dönüşüm. Bütün bunlar sürdürülebilir yüksek büyüme için önemli. Enflasyon maalesef oldukça yüksek. Mayıs ayında yüzde 70’in üzerinde bir enflasyonla zirveyi bulacağız. Uyguladığımız program sayesinde enflasyon, yılın ikinci yarısından itibaren hızlı şekilde düşecek ve 2026’da tek haneli enflasyona dönmüş olacağız. Uzun bir yolculuk ama başaracağız çünkü iyi bir programımız var.”
‘Rezervlerde artış başladı’
Şimşek, Türkiye’nin makro dengesizliklerini gidermek için yasal reformlarla yola çıktıklarını anlatarak, cari açığın daraldığını ve yatırımcı güveninin geri geldiğini belirtti.
Türkiye’ye net sermaye girişlerinde önemli artış olduğunu bildiren Şimşek, “Rezervlerde artış başladı. Enflasyon beklentileri önümüzdeki 12 ay için yüzde 35’lere düştü ve Türkiye’nin kredi notu artmaya başladı. Bundan bir süre önce Fitch kredi notumuzu artırmıştı. Dün akşam da Standard & Poor’s (S&P) kredi notumuzu artırdı. Dolayısıyla doğru yoldayız. Bütün bunlar onu gösteriyor.” dedi.
‘Bizim tabii ki AB’yle bir gündemimiz var’
Bakan Şimşek, Türkiye’nin AB ile ilişkileri konusunda şunları kaydetti: “Bizim tabii ki AB ile bir gündemimiz var. Bu gündemin ana maddesi, sizlerin ticaretinizin daha iyi kolaylaştırılması için AB ile Gümrük Birliği’nin modernleştirilmesi. Biz kamu alımları ve hizmetlerin kapsayacağı şekilde Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin hem Türkiye’nin hem Avrupa Birliği’nin menfaatine olduğunu düşünüyoruz. Bunu tabii siyasi koşullara bağlamak bence Avrupa’nın stratejik anlamda Türkiye’ye bakış açısının zayıf olduğunu gösteriyor. Çünkü bunu koşullara bağlamak anlamlı değil. Çok açık ve net bir şekilde iki ülkenin menfaatine bir konuda bizim ilerleme sağlamamız lazım. Ümit ediyorum ki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra bu süreç hızlanır. Yine iş yapabilmek için iş ve bilim insanlarının seyahat edebilmesi lazım. Bu nedenle de vize kolaylığı tabii ki önemli.”
‘Ekonomik program için siyasi sahiplenme var’
Türkiye’de uygulanan ekonomik program için bir irade ve siyasi sahiplenme olduğunu vurgulayan Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: “Program sonuçları itibarıyla çalışmaya başladı. Bunu başaracağımıza inanıyorum. Sizlerin buradaki varlığı Türkiye’ye güç katıyor. Almanya’ya geldiğimizde vatandaşlarımız bize sorarlar, ‘Bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?’ Benim de cevabım şu olmuştur, ‘Yapacağız en iyi şey tabii ki burada başarılı olmanız. Buranın dilini öğrenin, buranın kanunlarına, kurallarına uyun, burada katma değer üretin, burada istihdam yaratın, burada toplumla entegre olun. Bununla Türkiye’ye çok büyük katkı sağlarsınız.’ Bizim yaklaşımımız bu. Biz Almanya’daki vatandaşlarımızın, iş insanlarının başarı olmasıyla sadece gurur duyarız. Ama Türkiye ile ticaretin, yatırımların ve bağların güçlü kalması bizim için çok değerli. İnanıyorum Türkiye ekonomisi bu anlamda da büyük başarılar sunuyor.”