Aysu Bankoğlu, AKPM’de konuştu: Popülist hükümetler genellikle ataerkil düzeni sürdürme amacıyla kadın hakları savunucularını hedef almaktadır
CHP Bartın Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Üyesi Aysu Bankoğlu, Avrupa Konseyi’nin Strasbourg’da gerçekleşen haziran oturumunda kadın hak savunucularına ilişkin konuşma yaptı. Bankoğlu, ”Popülist hükümetler genellikle ahlak, aileyi koruma ve güçlü bir ülke olma bahanesi ve ataerkil düzeni sürdürme amacıyla kadın hakları savunucularını bir kalıba sokup hedef almaktadır. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, bu tutumun açık bir örneğidir” dedi.
Avrupa Konseyi oturumundaki konuşmasını Gezi Davası tutuklularından Çiğdem Mater ve Mine Özerden ile birlikte Cumartesi Anneleri’ne ithaf eden Bankoğlu, popülist hükümetlerin en çok kadın hareketlerini hedef aldığını belirtti. Bankoğlu, AKPM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında şunları söyledi:
”Feminist gece yürüyüşüne katılan binlerce cesur kadına…”
”Popülizmin yükselişiyle birlikte kadın insan hakları savunucularının karşılaştığı zorlukları anlatan bu rapor için Sayın Petra Bayr’a teşekkür ederim. Türkiye’de hak savunucularının, hükümetin ataerkil zihniyetine karşı etkili muhalefet oluşturduğunu belirtmekten gurur duyuyorum. Bir parlamenter olarak ve daha da önemlisi, Türkiye’de kadın hakları aktivizmine katılan binlerce kadından biri olarak, bugün sözlerimi haklarını erkeklerin veya siyasi gücün lütfuyla değil, kendi mücadeleleriyle elde eden kadınlara, İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirmek için hala direnen kadınlara, her yıl 8 Mart’ta İstanbul’da feminist gece yürüyüşüne katılan binlerce cesur kadına, sevdiklerinin akıbetini öğrenmek için mücadele eden Cumartesi Annelerine, Gezi protestoları nedeniyle cezaevinde olan çevre insan hakları savunucuları Çiğdem Mater ve Mine Özerden’e ithaf ediyorum.
”Bu kalıplar konusunda çok dikkatli olmalıyız”
Raporda popülizme yapılan vurgu çok önemli. Popülizmin kadın hakları savunucularını nasıl hedef aldığını gördük. Hak savunucuları, siyasi görüşlerinden dolayı birçok platformda, sosyal medyada ve siyasi mecralarda linç edilmektedir. Online nefret kampanyaları, kadın düşmanlığı yani mizojiniyle iç içe geçmiş durumda. Popülist hükümetler genellikle ahlak, aileyi koruma ve güçlü bir ülke olma bahanesi ve ataerkil düzeni sürdürme amacıyla kadın hakları savunucularını bir kalıba sokup hedef almaktadır. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, bu tutumun açık bir örneğidir. Bu kalıplar konusunda çok dikkatli olmalıyız. Güç ve ahlak üzerinde düşünmeliyiz, popülist yönetimlerin amaçlarını ve popülizmin nasıl kullanıldığını iyi analiz etmeliyiz. Eğer kadınlar, iktidar pozisyonlarına veya ahlaki bir yapıya sığdırılamıyorsa, bu mevcut yapıları yeniden tanımlamalıyız.
”Kadın hakları savunucuları hedef alınmaktadır”
Tam da bu yüzden, kadın hakları savunucuları, insan haklarının temel bir parçasıdır ve aynı zamanda popülist hareketlere karşı önemli bir direnç kaynağıdır. Yine bu nedenle dünya genelinde sürekli olarak kadın hakları savunucularını hedef alınmaktadır. Dolayısıyla, Avrupa Konseyi’nin hak savunucularını koruma konusundaki desteği, her zamankinden daha kritik bir öneme sahiptir.”
CHP’li Bankoğlu ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin mimarlarından, GREVIO başkanlığı ve CEDAW üyeliği yapmış ve Avrupa Konseyi’nin 75.yılında rol model gösterilen 75 kadından biri seçilen Prof. Dr. Feride Acar’ı ve AKPM tarafından onursal üyelik ve Meclis madalyası ile ödüllendirilen CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’yi tebrik etti.